22 Aralık 2020 Salı

Sonra

 “Hangi çocukların neye imrenmesi yalınayak şiirdir?”

Oda sabah güneşi alacak

Gülüşlerden bozma sesler

Çakırkeyif gözler

Yavru kedi dili boyunda dolaşacak

Beyazlarla renkliler karşacak birbirine

Siyahlar geride ve biraz ileride

Yokoononun gözlerinde

Televizyon açık kalacak

Kum saatini ters çevirdin mi?

Bir difenbahya bakıyor tepemizden

Önce şu şarkıyı bitirelim

Sonra ölünür nasılsa

Kapıda koyverdiğimiz kuşlar 

Dönüp ceplerimize geri girmiyor mu?

Ayıklayalım trompetçileri gar bandolarından

Benle kal.

Sabah güneşi alacak oda.

Sonra ölünür nasılsa

Başka başka odalardan mı sesleniyorsun?

Hangi ses olursan ol

Ben seni duyarım.

Aklımla değil ha! Yanlış olmasın.

Bırak şimdi dayanmayı duvarlara

Güvenme n’olmuş?

Geç akılları fikirleri

Biraz daha sevişelim

Sonra ölünür nasılsa



10 Şubat 2020 Pazartesi


kafalarımız
birbirine
karışmış
ama soru neydi?

O gece
ne güzel;
ayın yarısı sende,
yarısı bendeydi.




9 Şubat 2020 Pazar

bilirim kendimi
yarı-sürgün sayılır dağılışlarım
yuvarlak diyorlar ama eminim
köşeleri var dunyamın
bir köşede ben
gökyüzüne kaç adım?

bir şeyi atlamış olmalıydık.
neydi?  
bir ateş üzerinden mi?
bir karo mu? 
bu evler mi?
şu çatılar mı?
yoksa bir harf mi?
belki de 
bir değil iki basamaktı.
yüz olsa ne yazar?
bir şeyi atlamıştık işte
şimdi
 önemi var. 
biz taşkafalı romantikler
sabah çiğinde soğutur
ayyanığı tenimizi
tomurcuğa kaçarız.
kapak resmine tutulur,
bir romana düşeriz.
Bulduk diye kaybederiz izimizi.
uzayan bir soloda
unuturuz hiç bilmediğimiz kendimizi.
Karanlıkta buluruz elbet!
zira
gün ışığında
Kafka kadar yitirmişiz yolumuzu.

29 Ocak 2020 Çarşamba

bir atkıya sarılmış ince boynum kıldan
yalnızlık üfüren havaya karşı esniyorum
kazara hüzünlü şarkılara çarpıyor elim
eflatunlar bulaşıyor
tam 8 kere delirmiş olabileceğimi düşünüyorum.
Sonra geçiyor.
bir köşeye çekilip ağlayan şehirleri buluyorum.
acıları var
yeryüzü yarılıyor.
suistimal edilmiş sınırlarım
kapılarım açılıyor
helios yeryüzünün her yerini eşit sevmiyor
anladık.
kaça kaça çembere kaçmışız.
bir kabuğun içindeyiz.
pardon kıramayız.
Yağmuru da yakıp ısınamadık.
bari taş sektirelim.
tarihi yanılgıların tepesinde
siyah kuşlar dönüyor.
Yalnızlık üfüren hava kafamı karıştırıyor
oysa aşkım kaçın kurrası
bütün labirentlerde yolunu buluyor.

15 Ocak 2020 Çarşamba

dalgalı şiirler



Deniz hiç.
Menekşe değil.
Gözlerim ağaç kabuğu;
Neden hep mavi görüyor?
,,,


Ay doğmadan gölge düşmüyor yola.
Gölgesiz de yola çıkmanın ne anlamı?

Yıl ikibin yirmi.
Kadın
Uzakta kırılan bir dalganın sesi gibi
İç çekti
Distopik grisinde bir iklimin.
Bütün belkiler biraz gridir ama!
Diyecekti,
demedi.

Ay doğmadan gölge düşmüyor yola
Gölgesiz de yola çıkmanın ne anlamı?

,,,

Rüzgar da esaslı esiyor hani
Bir kuşağı tanıyorum şimdi
İçten içe
Öteden beri
Baştan savma
Önden sezi
Sessizliği çalabildiğin bir enstruman ağzım
işte kontra hislerimin sinüsleri.
Ama söylemem lazım;
Her durakta durmayan otobüsler gibi havalıyız.
,,,

Ufuk dediğin dalgacı denizin çizdiği düz çizgi
pek güvenme!
,,,

Kim süpürmüş bu topraktan baharı?
dalga
mı?